23 Şubat 2022 17:08
HATAY - Geçen yıl 26 milyon ton olan dünya lif pamuk üretiminde 780 bin ton ile 7’nci, dekar başına verimde ise 520 kilogram ile 2’nci sırada yer alan Türkiye’de, sektörün Paris Anlaşması ve Yeşil Mutabakat süreçlerine uyumlu hale getirilmesi hedefleniyor. Üretim alanları son 20-30 yılda 750 bin hektardan 350 bin hektara düşmesine karşın sertifikalı tohum kullanımının yüzde 90’ların üzerine çıkması ve Türkiye’nin dünyanın en büyük GDO’suz pamuk üreticisi olmasının sağladığı avantaj, bu hedefe yönelik umutları artırıyor.
Geçtiğimiz hafta Hatay’da yapılan ‘Pamuk sektöründe sürdürülebilirlik’ temalı 6. Ulusal Pamuk Zirvesi’nde, sektör paydaşları, yeni dönemde atılacak adımları konuştu. Tarım ve Orman Bakanlığı Bakan Yardımcısı Ayşe Ayşin Işıkgece, Ulusal Pamuk Konseyi Başkanı Bertan Balçık, İyi Pamuk Uygulamaları Derneği (İPUD) Başkanı Ömer Fuat Tanman, çiftçiler ve sektör temsilcilerinin katıldığı zirvede, sorunlar ve talepler dile getirildi.
Katılımcılardan, Bitkisel Üretim Genel Müdürü Dr. Mehmet Hasdemir, dünyada 83 milyon ton kütlü, 26 milyon ton lif üretimiyle pamuğun, katma değeri en yüksek ürünlerin başında geldiğini söyledi. Türkiye’nin dünya pamuk üretiminde ilk 7 ülke arasında olduğunu, 2021’de bir önceki yıla göre yüzde 27 artışla 2 milyon 250 bin ton kütlü pamuk üretildiğini belirten Hasdemir, birim alanda elde edilen verimde ise geçen yıl dünyada 2’nci sırada yer aldığımıza dikkat çekti. Hasdemir, “Türkiye’de 2002 yılında dekar başına 353 kilogram olan kütlü pamuk üretimi, bugün yüzde 47 artışla 520 kilograma çıktı. Bu alanda dünya ortalaması dekara 261 kilogramdır. Verim artışımızda sertifikalı tohum kullanımı etkili olmuştur” diye konuştu.
Günümüzde iklim değişikliği ve sürdürülebilir kalkınmanın, uluslararası politikaların merkezinde yer aldığını vurgulayan Hasdemir, “AB’nin 2023’de başlayacağı sınırda karbon vergisi, uluslararası rekabeti etkileyecek en önemli unsurdur. Dünyada tercih edilen sürdürülebilir pamuğun pazar payı 2018-2019 döneminde toplam üretiminin yüzde 24’ü iken 2019-2020 döneminde yüzde 30’a yükselmiştir. GDO’dan ari pamuk uygulamaları gittikçe önem kazanmaktadır” ifadesini kullandı.
“Sürdürülebilir pamuk standardımızı oluşturmalıyız”
Progen Tohum Genel Koordinatörü Prof. Dr. Cafer Mart’ın moderatörlüğünde yapılan panelde İPUD Başkanı Ömer Fuat Tanman, Progen Tohum Yönetim Kurulu Başkanı Ali Özbuğday, Organik Tarım Daire Başkanı Dr.Başak Egesel ile Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru görüşlerini paylaştı.
İPUD Başkanı Ömer Fuat Tanman, sürdürülebilirliği üç aşamada düşündüklerini ifade ederek, “Birincisi yeterli miktarda ilaç ve gübre kullanarak çevresel sürdürülebilirliği; ikincisi girdileri azaltıp, lif kalitesini yükselterek ekonomik sürdürülebilirliği; üçüncüsü ise üretimde çalışanların iş güvenliği ve iş sağlığı, çocuk işçi çalıştırılmaması gibi konularda sosyal sürdürülebilirliği sağlamak” dedi. Tanman, toprak sağlığı, temiz su kullanımı ve toprakta biyolojik çeşitliliğin korunmasının önemli olduğunu vurgulayıp, “Çünkü artık tekstil ve hazır giyimin hammaddesi olan pamuk sürdürülebilir bir süreç ile üretilmemiş ise yurt dışı pazarlarda bu ürünlerin satın alınmayacağı açıklanıyor. Kısa vadede, destekleme politikalarında sürdürülebilirlik konusuna pozitif ayrımcılık yapılmalı. Orta ve uzun vadede ileri tarım teknikleri kullanan ülkelerde olduğu gibi kendi sürdürülebilir pamuk standardımızı oluşturmalıyız” görüşünü savundu.
“Kaçak yüzünden sertifikalı tohum üretimi kilitlenebilir”
Progen Tohum Yönetim Kurulu Başkanı Ali Özbuğday ise, geçtiğimiz yıl gündeme gelen ‘bulaş’ ve sertifikasız kaçak tohum sorununu, ‘pamuk üretiminde en önemli tehdit’ olarak tanımladı. Özbuğday, “Son günlerde pazardaki payı yüzde 25-30’lara ulaşan, hiçbir kontrole tabi tutulmayan, hatta bazıları il ve ilçelerde analiz için numune dahi alınmayan sertifikasız kaçak tohum kullanımı önemli bir bulaş kaynağıdır ve devam etmesi durumunda sertifikalı pamuk tohumu üretimi sistemi kilitlenecektir” uyarısında bulundu.
“Önemli olan güvenilir sertifikasyon yaptırmak”
Tarım ve Orman Bakanlığı İyi Tarım Uygulamaları ve Organik Tarım Daire Başkanı Dr. Başak Egesel, AB’nin 2030’a kadar tüm tarım alanlarının yüzde 25’ini organik tarıma geçirme taahhüdünde bulunduğunu hatırlattı. Egesel, “Burada önemli bir pazar var. Dünyada üretilen kütlü pamuğun yüzde 2.6’sı organik. Hindistan, Çin, Kırkızistan ve Türkiye 4’üncü sırada. Yüzde 10’luk bir pay alıyor ülkemiz. Bizim için önemli olan bu sıralamada daha yukarı çıkmak ama güvenilir bir şekilde sertifikasyon yaptırarak bunu sağlamak” dedi.
“Hepimiz, pamuk üretiminin azalmasından sorumluyuz”
Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru, bir zamanlar Adana’da zenginlik kaynağı olan pamuk üretiminin neden azaldığını anlatırken, ‘çiftçi, sanayici, siyasetçi ve kooperatif yönetimlerinin hep birlikte sorumlu olduğunu’ söyledi. Doğru, “90’lı yıllarda Türkiye’de toplam 1.2 milyon ton pamuk tüketimi varken, 900 bin tonunu üretip 300 bin tonunu itham etmişiz. Bu sene tüketimimiz 2 milyon tona ulaşacak ama rekor kırdı denilen 2021’de 800 bin tonu bile bulmuyor. Bunun nedenlerini, yaptığımız hataları çok iyi analiz etmeliyiz ki gelecekte pamukta sürdürülebilirliği sağlayabilelim” diye konuştu.
Haberin tamamı içiin tıklayınız